Kömen
Kömen(H. Nihal ATSIZ)
Analım Tunga Er efsanesini;
Duyalım geçmişin erkek sesini.
Bürüyüp Tanrıdağ’ın çevresini
Yine Gök Türk olalım, El kuralım.
Duyalım geçmişin erkek sesini.
Bürüyüp Tanrıdağ’ın çevresini
Yine Gök Türk olalım, El kuralım.
Ötüken-Yış durak olsun da bize
Yürüsün ordular ordan denize.
Çinli baş vermese, gelmezse dize
Kağanın buyruğu vardır: Vuralım.
Yürüsün ordular ordan denize.
Çinli baş vermese, gelmezse dize
Kağanın buyruğu vardır: Vuralım.
Anlatılmaz, yüce bir erdem olan
Bu akınlarda bulunmaz yorulan.
Günü geldikçe de bizden sorulan
Kan ve can vergisi olsun…Verelim!
Bu akınlarda bulunmaz yorulan.
Günü geldikçe de bizden sorulan
Kan ve can vergisi olsun…Verelim!
Ülkü uğrunda gönüller delidir.
Kişiler ülkü için ölmelidir.
Tanrı’nın insana değmiş elidir
Şu ölüm adlı güzel şey… Saralım.
Kişiler ülkü için ölmelidir.
Tanrı’nın insana değmiş elidir
Şu ölüm adlı güzel şey… Saralım.
Hiç düşündün mü niçindir yaşamak?
Bir görev yapmak içindir yaşamak.
Bir görev yapmak içindir yaşamak.
Er kişiysen görevin neyse, başar.
Zevke, eğlenceye hayvan da koşar.
Zevke, eğlenceye hayvan da koşar.
Görüyorsun nice hayvan yığını
Ki yapar sadece hayvanlığını.
Ki yapar sadece hayvanlığını.
Fakat onlar bile kendince yine
Tükürürler Kardeş’in itlerine.
Tükürürler Kardeş’in itlerine.
O nasıl olmalı bir ruhu ölü,
Ya da bir canlı, fakat kahpe dölü
Ya da bir canlı, fakat kahpe dölü
Ki sanar durduğu yer it inidir,
Oysa bir şanlı şehitler sinidir.
Oysa bir şanlı şehitler sinidir.
O fuhuş uzmanı çikletli dişi,
Dişinin en kötü, en köhnemişi,
Dişinin en kötü, en köhnemişi,
Kaplamış ruhunu çirkef yosunu,
Hiç umursar mı şehit ordusunu?
Hiç umursar mı şehit ordusunu?
Var mıdır onca tivistin ötesi?
Adı üstünde: Köpek sosyetesi!
Adı üstünde: Köpek sosyetesi!
Yok sayıp sen de bu ruhsuz sürüyü
Kılavuz yap ebedi Gök Börü’yü.
Kılavuz yap ebedi Gök Börü’yü.
Çıkarıp Ergenekon’dan ulusu
Türk’ü kılsın yine dünya ulusu.
Türk’ü kılsın yine dünya ulusu.
İzleyip Gök Börü’nün gölgesini
Gezelim gel o Kömen ülkesini.
Gezelim gel o Kömen ülkesini.
Gönlümün özlemi yerdir orası,
Gürler ufkunda yiğitlik borası.
Gürler ufkunda yiğitlik borası.
Orda erdem gözükür, başkası çıkmaz alana.
Kapanıktır kapılar her kovu, her bir yalana.
Kapanıktır kapılar her kovu, her bir yalana.
Orda erler: Kimi arslan, kimi pars’ın eşidir.
Orda kızlar: Güneşin kendi, ayın onbeşidir.
Orda kızlar: Güneşin kendi, ayın onbeşidir.
Uğramaz ufkuna asla o yerin yüz karası;
Orda yoktur ne siyaset, ne fikir maskarası.
Orda yoktur ne siyaset, ne fikir maskarası.
Yaşamaz öyle bir ortamda küçüklük, kötülük;
Bir alaydan daha üstün savaşır orda bölük!
Bir alaydan daha üstün savaşır orda bölük!
Sungurun uçtuğu yerlerde barınmaz yarasa;
Ve bütün dirliğin üstünde yürür sade yasa…
Ve bütün dirliğin üstünde yürür sade yasa…
Bir düşün başların üstünde kağanlık tuğunu,
Ruh duyar orda ölürken bile Türk olduğunu;
Ruh duyar orda ölürken bile Türk olduğunu;
Ölümün zevkini bir süs gibi gönlünde taşır.
Dirilerden daha çok orda şehitler dolaşır.
Dirilerden daha çok orda şehitler dolaşır.
Bu şehit ordusu varken kuramaz kimse pusu,
Yurt için kan dökülür orda denizler dolusu.
Yurt için kan dökülür orda denizler dolusu.
Günümüzden, düşünüp birçok asırlar geriyi
Analım bin kere ölmüş o ölümsüz çeriyi:
Analım bin kere ölmüş o ölümsüz çeriyi:
Ebedi yiğit!
Adı yok şehit!
Adı yok şehit!
Kefenin: Vatan…
Tabutun: Cihan…
Tabutun: Cihan…
Yaşıyor ünün.
Düşünüp övün,
Düşünüp övün,
Damarında kan
Bir alev midir?
Bir alev midir?
Yaşaman: Roman;
Ölümün:Şiir.
Ölümün:Şiir.
Sana yok ne taş,
Ne de bir mezar.
Ne de bir mezar.
Bu hayat: Savaş!
Ebedi uzar.
Ebedi uzar.
Eşit olduğun
Şu güneş: Tuğun.
Şu güneş: Tuğun.
Tabutun: Vatan,
Mezarın: Cihan.
Mezarın: Cihan.
Adı yok yiğit!
Ebedi şehit!..
Ebedi şehit!..
Onu anmakla görür Türk soyu gökçek Kömeni:
Doludizgin yarışan Tanrıkut’un dört tümeni…
Doludizgin yarışan Tanrıkut’un dört tümeni…
Bin asır geçse de rastlanmaz onun bir eşine,
Buyruk aldım diye ok fırlatıyor evdeşine…
Buyruk aldım diye ok fırlatıyor evdeşine…
Bidev atlarla kılıp her yolu bir günde yarı
Yıldırımlar gibi dağlardan aşan orduları…
Yıldırımlar gibi dağlardan aşan orduları…
Saygı olsun bu çelik atlıların gök tuğuna,
Tuğu kaldırmış olan orduların başbuğuna.
Tuğu kaldırmış olan orduların başbuğuna.
O nasıl bir yürüyüştür, ne yiğitler katarı!
Kun’u, Gök Türk’ü, Oğuz-Uygur’u, Kırgız’ı, Tatar’ı…
Kun’u, Gök Türk’ü, Oğuz-Uygur’u, Kırgız’ı, Tatar’ı…
O batırlar ki basıp bağra kucaklar ölümü.
Özgelerden sakınıp kendine saklar ölümü.
Özgelerden sakınıp kendine saklar ölümü.
Her zaman öyle ağırdır ki yiğitlik kefesi,
Kahramanlar gibi ölmek o günün felsefesi…
Kahramanlar gibi ölmek o günün felsefesi…
Onların sanki başak canları… Durmaz, biçilir…
Toprağın içkisidir kanları, al al içilir.
Toprağın içkisidir kanları, al al içilir.
Tarihin bir olağanüstü ve şahane işi
Kür Şad’ın, Kül Tegin’in, Çağrı Beğ’in ok çekişi…
Kür Şad’ın, Kül Tegin’in, Çağrı Beğ’in ok çekişi…